30 Ağustos 2015 Pazar

Anadolu'nun 5 güzel yaylası AnadoluJet Dergisinde (Ağustos 2015)

Anadolu’dan Beş Güzel Yayla

Göçebe bir toplumdan gelen Türkler için yaylacılık, kültürel ve ekonomik getirileri nedeniyle yüzyıllardır yaşayan köklü bir gelenekti.

Şimdi biraz yön değiştirdi ve yaylalar her yıl binlerce kişinin tercih ettiği bir tatil alanına dönüştü. Yoran, sıkıntı veren her şeyden uzaklaşmak isteyenler tabiatın renklerine, sakinleştirici atmosferine bırakıyor kendini.
Anadolu’nun her yaylası güzeldir ama biz sizler için en rahat ve ulaşılması en kolay olan beşini anlatacağız. Bu yaz gidin ve yaşama sevincinizi besleyecek bu kaynaklarda birkaç gün geçirin. İnanın yeni tecrübelerle ve unutulmayacak anılarla döneceksiniz.

 
Sahara Yaylası, Artvin-Şavşat
Artvin-Ardahan karayolu kenarında bir düzlüğe yayılan Sahara Yaylası, otantik dokusu bozulmamış yaylalarımızdan biridir. Doğaya uyumlu ahşap evleri, zorlu kış koşullarına dayanıklı çinko kaplı damları ile dikkat çeker. Yalnızçam Sıradağları’nın 2 bin 850 metre yükseklikteki Sahara Dağı eteklerindeki yayla, yoğun ladin, sarıçam ve köknar orman örtüsüyle kuşatılmıştır.

 
Alternatif turizm meraklılarına değişik seçenekler sunan yayladaki eski patikalarda doğa yürüyüşleri yapabilir, masalarla donatılmış mesire alanında soluklanabilir, doğanın dinginliğinde çadırınızı kurabilirsiniz. Buraya gelince ülkemizin en güzel doğal göllerinden biri olan Şavşat Karagöl’ü de görebileceksiniz.
 
Pokut Yaylası, Rize-Çamlıhemşin
Seyahat acentalarının tur programlarında yer alan Pokut, Rize’nin en önemli turizm destinasyonlarından biri. Çamlıhemşin ilçe merkezine 18 km mesafede. 2 bin 32 metre yüksekliğindeki bu yaylada aile işletmesi dört pansiyon bulunuyor. Yörenin özgün mimarisinden örnekler sunan yayladan açık havalarda Karadeniz’i ve Kaçkar Dağları’nın karlı doruklarını seyredebilirsiniz. Fotoğraf tutkunlarına özellikle sabah gün doğumu manzarasını kaçırmamalarını öneririz.

 
Pokut’tan başlayıp Maçkun Boğazı, Yedikardeşler, Tahtalar Sırtı ve Tanovit Çayırı üzerinden iki saatlik bir yürüyüş güzergâhıyla Hazindak Yaylası’na ulaşabilirsiniz. Birkaç yıl öncesine kadar patika olan güzergâh günümüzde toprak yola dönüştürülmüş.
Yıllardır yaylacılar önce Pokut, havalar ısınınca Hazindak ve daha sonra Samistal yaylasına çıkıyorlar kademe kademe. Ağustos sonuna doğru mevsim değişip havalar serinledikçe aynı güzergâhtan geri dönüyorlar. Yüzyıllardır kullanılan Maçkun Boğazı, Yedikardeşler, Tahtalar sırtı, Tanovit çayırı, Hazindak yaylası eski göç yolunu yürüyebilirsiniz.

 
Haldizen (Demirkapı) Yaylası, Trabzon-Çaykara
Uzungöl’e 14 km mesafedeki Haldizen (Demirkapı) Yaylası, doğanın insana armağan ettiği, insanınsa hoyrat davranmasına rağmen henüz tüketemediği güzelliklerinden biri. En yüksek zirveleri Demirkapı (3376) ve Karakaya (3193) olan Karataş-Soğanlı dağlarının yamaçlarındaki yaylaya Karadeniz’in büyüleyici renkleri, derelerin şırıltısı ve derin bir vadinin unutulmaz manzaraları eşliğinde asfalt bir yoldan ulaşılıyor. Üç mahalleden oluşan Haldizen Yaylası, doğal güzellikleriyle fotoğraf tutkunlarının gözbebeği aynı zamanda.


Bir konaklama tesisinin bulunduğu Haldizen Yaylası’ndan Rize tarafındaki Anzer Yaylası’na veya Bayburt iline geçebilirsiniz. Bayburt yolu kenarında ve Karataş Dağı koyaklarında Balık, Aygır, Sarı, Pirömer, Karagöl, Küçük ve Çifte (İkiz) Göller olmak üzere birbirinden güzel yedi buzul gölü görebilir, keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz.

 
Çukuralan Yaylası, Ordu-Mesudiye Ordu yaylaları içerisinde Mesudiye ilçe sınırlarındaki yaylalara, özel bir sayfa ayırmak gerekir ama biz Eriçok tepesinin gölgelendirdiği Çukuralan Yaylası ile yetinelim. Burası kendine has doğası ve oksijen deposu havasıyla huzur arayanların adresi.
 
Çevresini kuşatan yemyeşil ormanlar ve şirin göletiyle Alpleri anımsatan bu yayla, Ordu yürüyüş rotaları projesinin merkezinde yer alıyor. Gölet kenarında kamp yapabilirsiniz veya ahşap evlerden birinde konaklayarak yürüyüş patikalarında çevreyi keşfedebilirsiniz. Yaylanın hemen üzerindeki Eriçok Zirvesi’nden, hafızalarınıza kazınacak bir manzara göreceğinizi belirtelim.

 
Abant Yaylaları, Bolu-Mudurnu
Sayıları yaklaşık 400’e ulaşan yaylalarıyla Bolu, Doğu Karadeniz’i aratmayacak coğrafi çeşitliliğe sahiptir. Abant Gölü Tabiat Parkı çevresindeki Örencik, Pelitözü, Çetmi, Bulanık, Samat gibi yaylalardaki ahşap evler, geleneksel yayla anlayışını günümüze taşıyor.

 

Abant Gölü’nün kuzeydoğu ve güneybatı tarafındaki yaylalar ilk bakışta geçmiş zamana ait bir tablodan çıkıp gelmişçesine gerçeküstü bir mekân algısına sebep olurlar. Hiç çivi kullanılmadan tahtaların birbirine geçme tekniğiyle inşa edilen ahşap evler, orman dokusu ortasındaki geniş düzlüklere kuruludur.
 
Etrafı tamamen çam, kayın, köknar ve meşe ağaçları ile kaplı olan bu yeşil düzlükler ilkbaharla birlikte doğal çiçek bahçesine dönüşür. Endemik bitki türlerinin boy gösterdiği bölgede isteyenler yürüyüşe çıkar, isteyen yamaç paraşütü ve binicilik gibi doğa sporları aktivitelerine katılır.
 
Çevresinde dört mevsim her bütçeye hitap eden konaklama tesisleri sıralanan Abant Gölü Bolu il merkezine 30, Mudurnu ilçesine ise 18 km mesafede yer alıyor.