Hititlerin Yurdunda Lezzet Yürüyüşü
Çorum Merkezli Kızılırmak Havzası Gastronomi Ve Yürüyüş Yolu, Toplam 190 Kilometreye Ulaşan 25 İşaretli Parkurda Doğal Ve Tarihi Zenginlikleri, Köklü Sofra Gelenekleriyle Buluşturuyor.
Kara yoluyla Ankara’ya 2,5, Merzifon Havalimanı’na bir saat uzaklıktaki Çorum, adım adım Anadolu’nun eko-turizm merkezine dönüşüyor. Geçtiğimiz yıl açılan 385 kilometrelik Hitit Yolu’na bu sene bir de kardeş geldi: Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu. Bisiklet ve cip parkurlarıyla birlikte 305 kilometreye ulaşan yol, Türkiye’deki benzerleri gibi kırmızı - beyaz çizgilerle ve sarı tabelalarla işaretlenmiş. Eski ticaret ve göç yollarını buluşturan yolun ayrıcalıklarından biri de çiğdem aşı, pastırmalı madımak, yumurtalı sirken, mercimekli yırtma, ısırgan otlu muska böreği, kuzugöbeği mantarı, kara çuval helvası gibi yöresel lezzetleri deneme fırsatı sunması. Biz de uzun ve dolu dolu bir hafta sonu için Çorum’a doğru yola çıkıyoruz.
KUNDUZ ORMANLARI’NDA
Uçsuz bucaksız pirinç tarlaları, Kunduz Ormanları’nın göz kamaştıran güzelliği ve Kızılırmak’ın ufka doğru kaybolup giden büyülü kıvrımları… Yörenin gözde lezzetlerini barındıran Osmancık’a muhteşem doğa manzaraları eşliğinde ulaşılıyor. Tarihi Kandiber Kalesi ve Koyunbaba Köprüsü’yle bizi karşılayan ilçe, nehir kıyısında kahvaltı keyfi için ideal. Baklalı börülce dolması, ıspanaklı tepsi böreği, köy peynirleri ve pirinç helvasıyla şenlenen sofradan enerji dolu kalkmamak zor. Kahvaltıdan sonra muhteşem bir doğa yürüyüşüne ne dersiniz? Oksijen yüklü havasıyla ünlü Tepelice Köyü, rotamızın başlangıç noktası. Dokuz kilometrelik parkurda levhaları izleyerek Başköy yönüne giden orman yoluna sapıyoruz. Dört yolun kesiştiği kavşak geride kaldığında eski bir değirmene varılıyor. Kolaylı deresini aştıktan sonra patikaya dönüşen yol, nefis bir vadiye ulaşıyor. Sık ağaçlarla çevrili bir alanda, dere yatağı solumuzda kalacak şekilde yamaç boyu ilerliyoruz. Giderek derinleşen vadi tabanı, küçük şelaleler eşliğinde unutulmaz görüntüler sunuyor. Vadi bitiminde önce tarlalarla, peşinden Hacıveli Köyü ile tanışıyoruz. Üstü kapalı köprüdeki banklar keyifli bir mola yeri. Geçmişte civar köylerin Kargı Pazarı’na ulaşmak için kullandığı yolun devamı çiftliklerle dolu. Konaklama ve yemek hizmeti sunan bazı mekânlarda iç pilavlı sırık kebabı, manda yoğurdu ve alabalık deneyebilirsiniz. Buradan itibaren bin 646 metre rakımlı Kargı Yaylası’na uzanmak tercihinize kalmış. Bölgedeki parkurlarda imece usulüyle yapılan keşkek ve ekmek pişirme geleneğine rastlayabilirsiniz. Yufka ekmeğinin yanı sıra, dağ otlarıyla tatlandırılan bazlamalar gerçekten çok lezzetli.
MANZARALI PATİKALAR
Ertesi sabah, İskilip yakınlarında ferah bir yürüyüş için hazırız. Yalakyayla ile Akpınar Köyü arasındaki 11 kilometrelik parkurumuz eski bir göç yolunu takip ediyor. Yaylada bulunan tek evin hemen arkasındaki orman yolunda yürüyüşe başlıyoruz. Çam ağaçlarının koyu gölgesiyle başlayan yol, bir süre sonra patikaya dönüşüyor. Hemen aşağımızdaki vadiye hâkim yamaçlardan geçen parkur, yavaş yavaş irtifa kaybederek tarlaların bulunduğu Kamberin Pınarı mevkiine varıyor. Sonra meyve ağaçlarının arasından geçerek Ahlatçık Köyü yolundaki Selbasan Deresi’ne ulaşıyoruz. Köy çeşmesinde kısa bir molanın ardından Elmalı Vadisi’ne bakan yamaçlardayız. Katır yolunun ucundaki Akpınar Köyü’nde buz gibi köy ayranı tüm yorgunluğumuzu alıyor. Öğle yemeğinde elbette İskilip dolması var. Yapımı ve servisi başlı başına bir ritüel olan bu yöresel yemeğin Osmanlı ordusundan miras kaldığı söyleniyor. Aynı kazanda et ve pilavı birbirine karıştırmadan pişirilen bu yiyecek, çuvallara doldurulduğu için dolma adıyla anılıyor. Pişirme süresi 12 saate kadar uzayabilen İskilip dolmasının en iyi eşlikçileri ise sirkeli cacık ve ekşili bamya çorbası. Yemekten sonra Çorum’un tarihi ilçesi İskilip’i geziyoruz. Taş ve ahşabın muhteşem uyumunu yansıtan evleri, kaya mezarları, kalesi ve el sanatları çarşısıyla göz dolduran ilçenin çileği de meşhur. Hoş kokulu ve yoğun aromalı İskilip çileği, söylenenlere bakılırsa eylül ayına kadar yetişiyor. İlçenin bize son sürprizi ise Çatalkara Kültür Sanat Evi’nde sergilenen Bedri Rahmi Eyüboğlu resimleri. Bir dönem İskilip’te yaşayan ünlü ressamın sözleriyle yöreye veda ediyoruz: “Sevmek bu dünyayı çerden çöpten, sevmek bir zerresini ziyan etmeden…”
KAÇIRMAYIN
15 Ekim - 7 Kasım arasında Kargı ve Osmancık ormanlarında renklerin dansını fotoğraflayın.
Kösedağ’ın eteklerinde yürüyüş yapıp doğal teraslarda manzaranın tadını çıkarın.
Örencik, Gökçedoğan ve Gölbel göllerinin kıyısında kamp kurun.
Kargı ve İskilip yaylalarında hiç çivi kullanılmadan yapılan ahşap evleri ziyaret edin.
BİR KİTAP BİR WEB SİTESİ
Gezgin - fotoğrafçı - yazar Ersin Demirel, Çorum Valiliği’nin desteğiyle Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu adlı bir kitap hazırladı. Kitapta işaretli parkurlar, GPS koordinatları, haritalar ve yöreyle ilgili detaylı bilgiler yer alıyor. Çorum’daki turistik mekânlardan temin edilebilen kitap, internetten ücretsiz olarak da okunabiliyor.
www.gastronomiyolu.com
KUNDUZ ORMANLARI’NDA
Uçsuz bucaksız pirinç tarlaları, Kunduz Ormanları’nın göz kamaştıran güzelliği ve Kızılırmak’ın ufka doğru kaybolup giden büyülü kıvrımları… Yörenin gözde lezzetlerini barındıran Osmancık’a muhteşem doğa manzaraları eşliğinde ulaşılıyor. Tarihi Kandiber Kalesi ve Koyunbaba Köprüsü’yle bizi karşılayan ilçe, nehir kıyısında kahvaltı keyfi için ideal. Baklalı börülce dolması, ıspanaklı tepsi böreği, köy peynirleri ve pirinç helvasıyla şenlenen sofradan enerji dolu kalkmamak zor. Kahvaltıdan sonra muhteşem bir doğa yürüyüşüne ne dersiniz? Oksijen yüklü havasıyla ünlü Tepelice Köyü, rotamızın başlangıç noktası. Dokuz kilometrelik parkurda levhaları izleyerek Başköy yönüne giden orman yoluna sapıyoruz. Dört yolun kesiştiği kavşak geride kaldığında eski bir değirmene varılıyor. Kolaylı deresini aştıktan sonra patikaya dönüşen yol, nefis bir vadiye ulaşıyor. Sık ağaçlarla çevrili bir alanda, dere yatağı solumuzda kalacak şekilde yamaç boyu ilerliyoruz. Giderek derinleşen vadi tabanı, küçük şelaleler eşliğinde unutulmaz görüntüler sunuyor. Vadi bitiminde önce tarlalarla, peşinden Hacıveli Köyü ile tanışıyoruz. Üstü kapalı köprüdeki banklar keyifli bir mola yeri. Geçmişte civar köylerin Kargı Pazarı’na ulaşmak için kullandığı yolun devamı çiftliklerle dolu. Konaklama ve yemek hizmeti sunan bazı mekânlarda iç pilavlı sırık kebabı, manda yoğurdu ve alabalık deneyebilirsiniz. Buradan itibaren bin 646 metre rakımlı Kargı Yaylası’na uzanmak tercihinize kalmış. Bölgedeki parkurlarda imece usulüyle yapılan keşkek ve ekmek pişirme geleneğine rastlayabilirsiniz. Yufka ekmeğinin yanı sıra, dağ otlarıyla tatlandırılan bazlamalar gerçekten çok lezzetli.
MANZARALI PATİKALAR
Ertesi sabah, İskilip yakınlarında ferah bir yürüyüş için hazırız. Yalakyayla ile Akpınar Köyü arasındaki 11 kilometrelik parkurumuz eski bir göç yolunu takip ediyor. Yaylada bulunan tek evin hemen arkasındaki orman yolunda yürüyüşe başlıyoruz. Çam ağaçlarının koyu gölgesiyle başlayan yol, bir süre sonra patikaya dönüşüyor. Hemen aşağımızdaki vadiye hâkim yamaçlardan geçen parkur, yavaş yavaş irtifa kaybederek tarlaların bulunduğu Kamberin Pınarı mevkiine varıyor. Sonra meyve ağaçlarının arasından geçerek Ahlatçık Köyü yolundaki Selbasan Deresi’ne ulaşıyoruz. Köy çeşmesinde kısa bir molanın ardından Elmalı Vadisi’ne bakan yamaçlardayız. Katır yolunun ucundaki Akpınar Köyü’nde buz gibi köy ayranı tüm yorgunluğumuzu alıyor. Öğle yemeğinde elbette İskilip dolması var. Yapımı ve servisi başlı başına bir ritüel olan bu yöresel yemeğin Osmanlı ordusundan miras kaldığı söyleniyor. Aynı kazanda et ve pilavı birbirine karıştırmadan pişirilen bu yiyecek, çuvallara doldurulduğu için dolma adıyla anılıyor. Pişirme süresi 12 saate kadar uzayabilen İskilip dolmasının en iyi eşlikçileri ise sirkeli cacık ve ekşili bamya çorbası. Yemekten sonra Çorum’un tarihi ilçesi İskilip’i geziyoruz. Taş ve ahşabın muhteşem uyumunu yansıtan evleri, kaya mezarları, kalesi ve el sanatları çarşısıyla göz dolduran ilçenin çileği de meşhur. Hoş kokulu ve yoğun aromalı İskilip çileği, söylenenlere bakılırsa eylül ayına kadar yetişiyor. İlçenin bize son sürprizi ise Çatalkara Kültür Sanat Evi’nde sergilenen Bedri Rahmi Eyüboğlu resimleri. Bir dönem İskilip’te yaşayan ünlü ressamın sözleriyle yöreye veda ediyoruz: “Sevmek bu dünyayı çerden çöpten, sevmek bir zerresini ziyan etmeden…”
KAÇIRMAYIN
15 Ekim - 7 Kasım arasında Kargı ve Osmancık ormanlarında renklerin dansını fotoğraflayın.
Kösedağ’ın eteklerinde yürüyüş yapıp doğal teraslarda manzaranın tadını çıkarın.
Örencik, Gökçedoğan ve Gölbel göllerinin kıyısında kamp kurun.
Kargı ve İskilip yaylalarında hiç çivi kullanılmadan yapılan ahşap evleri ziyaret edin.
BİR KİTAP BİR WEB SİTESİ
Gezgin - fotoğrafçı - yazar Ersin Demirel, Çorum Valiliği’nin desteğiyle Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu adlı bir kitap hazırladı. Kitapta işaretli parkurlar, GPS koordinatları, haritalar ve yöreyle ilgili detaylı bilgiler yer alıyor. Çorum’daki turistik mekânlardan temin edilebilen kitap, internetten ücretsiz olarak da okunabiliyor.
www.gastronomiyolu.com