8 Mart 2015 Pazar

Baharı Karşılamak İçin En İyi 10 Yer Hürriyet Seyahat Eki'nde

Bahar geldi. Ağaçlar filizlenmeye, meyve ağaçları çiçek açmaya başladı. Doğa, Türkiye’nin dört bir yanında uyanıyor. Yakında her yer rengârenk olacak. Fotoğraf makinenizi kapın, bu güzelliği kaçırmayın.

SEÇİCİ JÜRİ
Saffet Emre Tonguç, Yazar-rehber
Mehmet Yaşin, Gezgin-gurme
Serkan Ocak, Hürriyet Seyahat Yayın Yönetmeni
Su Yücel, ressam-belgeselci
Serhan Yedig, gazeteci
Ersin Demirel, yürüyüş rotaları uzmanı-doğa fotoğrafçısı
Yıldırım Güngör, akademisyen ve doğa fotoğrafçısı
Mutlu Tönbekici, gazeteci
Faruk Akbaş, fotoğraf turları rehberi
Yücel Sönmez, gazeteci

1- İSTANBUL BOĞAZI
BİR EFLATUN SEVDA
Bizanslı’lar Boğaz’ı ‘Dünyanın kolyesi’ olarak tanımlamış. İstanbul’un büyülü güzelliğini tek kelimeyle ifade etmek gerektiğinde akla ilk Boğaz gelir, ardından da erguvan. Eskiden Boğaz’ın tüm çevresini sararmış bu eflatun gerdanlık. Bugün betonun kemirmesiyle azalmış. Boğaz’da erguvan şölenini en güzel Gülhane, Yıldız ve Bebek’teki Türkân Sabancı Parkı’nda görebilirsiniz. Bunun dışında Aşiyan, Emirgân Parkı, Çamlıca Tepesi, Kuzguncuk’taki Fethi Ahmet Paşa Korusu da doğru adresler. Anadolu yakasının en yeşil yerlerinden biri Mihrabad Korusu, Hıdiv Kasrı ve Yuşa Tepesi yüzyılların sevdasına selam göndereceğiniz yerler arasında.


2- ABANT GÖLÜ
NAZLI NİLÜFERLER DİYARI
Bazı mekânlar var, dört mevsim ayrı bir güzelliğe bürünür. Yılın hangi ayında olursanız olun, bu klasik rotalardan vazgeçemezsiniz. Gezginlerin idolü Abant Gölü de ilkbahar aylarında bambaşka bir hale döner. Kış uykusundan yeni uyanan Abant, baharla birlikte yeşilleniyor. Beyaz kar örtüsü, yerini, yemyeşil çimenlere ve kır çiçeklerine bırakıyor. Yüzeyinde nazlı nazlı nilüferler salınıyor ve etraftaki dağların silueti yansıyor sularda.

3- YEDİGÖLLER
240 ÇEŞİT ÇİÇEK
Sonbaharda kuruyan yaprakların sarı fon oluşturduğu bu göller diyarı, baharla birlikte yemyeşil bir renk cümbüşüne bürünüyor. 240 çeşit bitki türünün bir anda çiçeklendiğini düşünün. Süzülen ışık huzmelerinin yarattığı görsellik, mavi göllerle birleşince ortaya tanımsız bir tablo çıkıyor. Göllerin etrafında yürürken, ağaçlardan düşen yaprakların hışırtısı ve derelerin şırıltısı dışında sonsuz bir dinginlikle karşılaşacaksınız.

4- İZNİK GÖLÜ
KARLA KAPLANMIŞ GİBİ
İznik Gölü’nün kenarında akşam saatlerinde güneşin batışını izlemek her mevsimde ayrı bir zevk. Ancak gölün asıl güzelliği ilkbaharda ortaya çıkıyor. Meyve bahçeleri, özellikle elma ve şeftali ağaçları baharın ilk günlerinde adeta bir renk cümbüşüne döner. Gölün etrafı yukarıdan bakınca sanki karla kaplıymış izlenimini verir. Bembeyaz ve kırmızı renkli şeftali ve elma ağaçları tüm coğrafyayı kaplar.

5- ŞAVŞAT KARAGÖL
ÜÇ MEVSİM BAHAR
Sahara Milli Parkı içinde yer alıyor. Toprak kayması sonucunda oluşmuş saklı bir cennet. Baharda göl kenarındaki açan çiçeklerin her biri başka bir güzelliğe bürünür. Göl kıyısının hemen yanındaki ormansa farklı bir bahar görüntüsü verir. Ağaç diplerindeki mantarlar farklı renkler sunar. Şavşat’a 45 kilometre uzakta Karagöl aslında kış hariç her mevsimde ilkbaharı yaşar. Yüksekte olduğu için eriyen karların altından sürekli yeni çiçekler çıkar ve üç mevsimde bahar olur burada. Arka taraftaki yüksek dağlarsa manzaranın tamamlayıcısı olur. Karagöl Pansiyon’da kalarak hem göl havasını koklar hem de muhteşem manzara eşliğinde uyuyabilirsiniz. Ayrıca Artvin’in geleneksel yemeklerini de tadabilirsiniz.

6- PORTAKAL KOKUSU
FİNİKE (ATALYA)
Antalya sahilleri mart sonundan nisan ortasına mis gibi narenciye çiçeği kokar. Teke Yarımadası’nın ucundaki ilçelerde bahçeler hızla yerlerini yazlıklara bıraksa da Finike hâlâ geniş portakal bahçelerine sahip. Zirveleri 1000 metreyi aşan Tocak ve Alacadağ arasındaki Turunçova baş döndürücü kokuların merkezi. Akçay’ın marina yakınında denize döküldüğü noktadan yaklaşık 500 metre kuzeydoğuya yürüdüğünüzde bahçeler başlar. Akçay’ın iki kıyısında, Sahilkent’e kadar devam eder. Ihlamur, iğde çiçekleri gibi benzersiz bir kokudur portakalınki. Sebepsiz yere mutluluk verir. Bir zamanlar Likya Uygarlığı’nın yükseldiği topraklara yolunuz düşerse merkeze 9 km uzaklıktaki başkentleri Limyra’ya, Elmalı yolundaki Arykanda’ya uğramanızı öneririz....


7- ÇİÇEK CÜMBÜŞÜ
NEMRUT KRATER GÖLÜ (BİTLİS)
Bitlis’teki Nemrut Dağı ile Adıyaman’daki Nemrut Dağı hep karıştırılır. Birçok kişi Bitlis Nemrut’unu bilmez bile. Halbuki Türkiye’nin en ilginç ve en az bilinen yerlerinden biridir Nemrut Krateri. En son 1440’ta patlamış bir volkanik dağ. Dağ çökmüş ve krater çanağı içinde beş ayrı göl oluşmuş. Büyük göl yarım ay şeklinde ve soğuk. Hemen yanındaki küçük göl ise kışın 40 derece, yazın ise 60 dereceye kadar çıkan sıcak bir göl. Bahar aylarında akıllara seza bir çiçek cümbüşü vuku buluyor. Milyonlarca çiçek, binlerce renkte bir halı oluşturuyor... Duydum ki artık gelen giden daha çokmuş. Hatta turistik bir tesis kurma planı bile varmış.


8- KÜRE DAĞLARI
SANKİ FANTASTİK FİLM
Bartın ve Kastamonu il sınırları içinde yer alan Küre Dağları Milli Parkı, ormanlarının güzelliği, doğal yapısı ve canlı çeşitliliğiyle dünya üzerindeki en önemli 100 (Orman Sıcak Noktası) orman arasında yer alıyor. Bölge aynı zamanda karstik yapısı nedeniyle kanyonlar (Valla Kanyonu), mağaralar, vadiler ve derin geçişler açsından Türkiye’nin en zengin yerlerinden. Bitki çeşitliliği açısından da olağanüstü bir zenginliğe sahip olan Küre Dağları baharda büründüğü masalsı güzelliği envai çeşit çiçekle süslüyor. Bu nedenle barındırdığı 157 endemik bitki türü ve bunlar içinde nesli tehlike altında olan 59 bitki taksonu ile önemli ekolojik alan. Önemli not: Baharda birçok canlıyı da görmeniz kuvvetle muhtemel. Ancak ayılarla ani karşılaşmaların tehlikeli olabileceği de aklınızda olsun.

9- OVACIK
AKLINIZI ALACAK
Baştan söylemekte fayda var. Benim de planım bu yıl bahara Ovacık’ta merhaba demek. Bir tarafınızda başı karlı Munzur Dağları ve onun eteğinde yer alan, rengârenk çiçeklerle bezenmiş genişçe yemyeşil bir ova hayal edin. Bunun üstüne ışığı, kuşları, kelebekleri, sıcakkanlı, neşeli insanları koyun. Burası Ovacık... Bütün bu güzelliklerin sebebi Munzur Nehri. “Su boşa akıyor, Su akar Türk bakar” diyenlere inat bir nehrin akarken etrafına damla damla nasıl hayat verdiğini, ovayı nasıl renklendirdiğini görmek istiyorsanız adresiniz tam da burası. Munzur Dağları’nın eteğinde bembeyaz bir şekilde fışkıran nehir ve içinden geçtiği ova baharda aklınızı başınızdan almaya aday yerlerin başında yer alıyor.

10- ORKİDELERİN BÜYÜLÜ DİYARI
GÖCEK ÇEVRESİ (MUĞLA)
Türkiye’deki orkide türlerinin yarısı (70) Muğla’da. Bu günlerden itibaren Göcek çevresinde yapacağınız yolculukta nadir orkide türlerini görebilirsiniz. Beldenin kuzeye giden köy yollarına sapın, ormanlık arazileri, sulu ve çayırlık alanları dikkatlice izleyin. Orkide tutkunları dünyanın dört bir yanında orkide için bu coğrafyaya geliyor. Köklerinin salep ve dondurma yapımında kullanılması, her yıl milyonlarca kök orkidenin sökülmesine ve ne yazık ki hızla yok olmasına neden oluyor.

Kaynak : Hürriyet Gazetesi (08.03.2015)