15 Mart 2015 Pazar

Türkiye'nin En İyi 10 Yürüyüş Rotası Hürriyet Seyahat Eki'nde

TÜRKİYE'NİN EN İYİ 10 YÜRÜYÜŞ ROTASI

ALANINDA UZMAN İSİMLERDEN OLUŞAN BÜYÜK JÜRİ SEÇTİ 

Serkan OCAK
 
Doğa tüm güzelliğini baharda gösterir. Ormanlar, dağlar, vadiler birer renk paletine döner. Her taraf çiçeklerle bezenir. Şimdi doğaki uyanışına tanık olmanın, bu güzelliğin içinde uzun yürüyüşler yapmanın tam zamanı. Alanında uzman jürimiz sizin için en iyi 10 yürüyüş rotasını seçti. Çantanızı hazırlayın, düşün yollara.

Mehmet Yaşin Gezgin gurme/ Ersin Demirel - Yürüyüş rotaları uzmanı, doğa fotoğrafçısı/ Serhan Yedig Gazeteci/ Ayfer Kurulay - Doğa rehberi, Geos Tur kurucusu/ Özcan Yüksek - Magma Dergisi Yayın Yönetmeni / Şerif Yenen - Seyahat yazarı / Yıldırım Güngör - Akademisyen ve doğa fotoğrafçısı/ Faruk Akbaş - Fotoğraf turları rehberi/ Sinan Çakmak - Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni / Sakine Yıldıran - Belgesel fotoğrafçı 


1) Mavinin yeşile karıştığı rota: Likya Yolu
Muğla Fethiye ile Antalya Konyaaltı arasında uzanan 509 kilometrelik rota, dünyanın en uzun 10 trekking parkurundan biri. Türkiye’nin uluslararası işaret sistemiyle belirlenen ilk uzun yürüyüş rotası Likya Yolu’nun bır kısmı halen kullanılmakta olan eski göç yollarından oluşuyor. 18 Likya kenti ve yeşille mavinin birbirine karıştığı doğal güzellikler içinden geçiyor. Take Yarımadası’nı kendilerine yurt edinen Anadolu’nun en eski halklarından biri olan Likyalılar’ın izini süren yürüyüş rotası, tarihi mekânların yanı sıra Ölüdeniz, Kabak Koyu, Yediburunlar, Patara, Kalkan, Kaş, Demre, Finike, Adrasan, Çıralı gibi ülkemizin en önemli turizm bölgelerine uğruyor. Rotanın en avantajlı özelliği, yılın 11 ayı yürüyüş olanağı sunması. (Ersin Demirel)
Fotoğraf: Faruk Akbaş


2) Görsel şölen :Kapadokya
Tabiat ananın özenle yarattığı doğa mucizesi Kapadokya, ülkemizin en çok ziyaret edilen turizm merkezlerinden biri. Milyonlarca yıl önce Erciyes ve Hasan Dağı volkanlarından fışkıran lav ve küllerin soğuması sonucu ilginç yeryüzü şekillerinin meydana geldiği Kapadokya bölgesi, derin tüf vadileri, peri bacaları ve insanlığa mesken olmuş kaya yerleşimleriyle biliniyor. Sürekli bir devinim ve değişim içerisindeki coğrafyasının oluşturduğu vadiler, Kapadokya yürüyüş parkurlarının omurgasını oluşturuyor. Panoramik ayrıntıların tek tek sahneye çıkıp görsel bir şölene dönüştüğü söz konusu vadiler, günübirlik rotalar sunuyor konuklarına. Nevşehir, Kayseri ve Aksaray il sınırlarına yayılan Kapadokya bölgesinde Ihlara, Soğanlı, Güvercin, Aşıklar, Kızılçukur, Gül, Bal, Zemi, Keşişler, Devrent, Avla vb vadilerde keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz. Bölgede birçok seyahat acentesi, doğaseverlere nitelikli servis veriyor. (Ersin Demirel)
Fotoğraf: Faruk Akbaş


3) 9 sıcak noktadan biri: Yenice Ormanları
Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve eski konaklarıyla ünlü Safranbolu’ya sadece 40 kilometre mesafedeki Yenice Ormanları, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Avrupa’nın 100, Türkiye’nin ise dokuz sıcak noktasından biri olarak belirlendi. Yemyeşil vadilerin, yalçın zirvelerin, suyun ve nemin yarattığı zengin bitki çeşitliliğinin yansıması olan anıt ağaçlar, bu doğa harikasının en değerli hazineleri olarak dikkat çekiyor. Yenice Ormanları Doğa Yürüyüş Parkurları’ projesi Ekim 2009’da ayında uygulamaya geçirildi. 210 kilometre boyunca işaretlenen yol üzerindeki 21 parkur, günübirlik, kısa ve uzun olmak üzere üç kategoride toplandı. Parkurlar genellikle orman yolları ve patikalardan oluşuyor. Ayrıca 292 kilometrelik dağ bisikleti rotası mevcut. (Ayfer KURALAY)
Fotoğraf: Ersin Demirel


4) Destansı rotalar: Palovit Kaçkarlar
Bunca zaman yaptığım doğa yürüyüşleri arasında tereddütsüz ilk sıraya koyacağım vadi Palovit’tir. Bu vadi içerisinde yer alan Amlakit Yaylası’ndan Hazindağ Yaylası’na oradan görkemli Kaçkar manzaralı Pokut Yaylası’na, Pokut’tan da Konaklar Mahallesi’ne giden bir yol tarif ettiğim... Ama kayıp bir patika. Henüz tahrip olmamış, eski kervan ve göç patikasının izlerini hâlâ taşıyan belki de tek yol, o yüzden kayıp, bilinmeyen bir patika diyorum. Yolun önemli bölümü yatay, küçük çocuklarla birlikte yürünebilir. Göklere yükselen, uzun, iri masalsı doğal yaşlı ormanıyla Avrupa’da bile örneği yoktur vadinin. Kaçkarlar’daki bir önemli doğa harikası rota da Verçenik. Araba yoluyla Başhemşin Yaylası’na ulaşıldığı için, yaz mevsiminde hemen herkes o görkemli Verçenik Dağı’nı ve gölleri görebilir. Bir kere Başhemşin’e, yani anneannemin o köyüne ulaştıktan sonra, yaylacıların arasından geçerek yaylanın çevresinde 10’un üzerinde gölü bir günde gezebilir insan. Yöreden rehber alarak, yola devam ettiğim, konaklaya konaklaya bu yönde Kaçkarlar’ı bir kaç kez geçmişliğim de var. Destansı bir rota. Doğaya yönelik bir hac gibi herkes yapmalı. Bir kaç kere kar ve buz yüzünden yarıda bırakıp sonunda çıktığım Verçenik de zorlu bir dağ sayılır bilenler için. Bu rotalar genellikle yazlık. Diğer zamanlar karlıdır. Bu nedenle yaz dışında yürümek için teknik bilgi ve malzeme gerekir. (Özcan Yüksek)
Fotoğraf: Ersin Demirel


5) Bülbülleri dinleyin: Hitit Yolu
Hitit Yolu parkurları, Çorum’daki Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva gibi binlerce yıllık kentleri birbirine bağlıyor. Görev yaptığı her şehre yürüyüş parkurları kazandıran eski Çorum Valisi Nurullah Çakır’ın girişimiyle, 2010’da 23 parkurun haritaları, GPS koordinatları çıkarıldı, çevre özelliklerini içeren bir kitap yayımlandı. Ersin Demirel’in hazırladığı kitapta uzunlukları 2 - 18 kilometre arasında değişen 11 günübirlik, uzunlukları 23 - 87 kilometre arasında değişen altı uzun yürüyüş, uzunlukları 32 - 103 kilometre arasında değişen altı bisiklet parkuru yer alıyor. “Hitit Yolu Yürüyüş Parkurları” kitabını internetten ücretsiz indirebilirsiniz (www.hitityolu.com). Ben bu parkurlardan, baharda bülbül şakımalarını dinleyebileceğiniz dokuz kilometrelik Karakaya - Alacahöyük etabını ve Köroğlu Dağları’nı seyredeceğiniz 11 kilometrelik İskilip Elmalı Vadisi etabını tavsiye ederim. (Serhan Yedig)
Fotoğraf: Ersin Demirel


6) Uçsuz bucaksız güzellik: Kazdağları
Mitolojik efsaneleri kadar, derin kanyonları, uçsuz bucaksız çam ormanları, rengârenk giysili tahtacı Türkmenler’in yaşadığı köyleriyle de sıra dışı bir tabiat alanı Kazdağları Milli Parkı. Balıkesir’in Edremit ilçesinde. 21 bin hektarlık alanda 77’si sadece Türkiye’de 29’u dünyada sadece bu alanda yetişen bitki bulunuyor. Ciple geçilebilen dağyolu, Sarıkız’ın zirvesine kadar uzanıyor. Milli park sınırlarında belirli başlı iki parkur olmakla birlikte, işaretlenmemiş alanlardan tercihe göre yeni parkurlar çıkarmak mümkün. Sahaya, Milli Parklar’ın sertifikalandırdığı alan kılavuzları olmadan yürüyüşçü alınmıyor. Kılavuzların günlüğü 80 TL. Parkın yaya giriş ücreti 4 TL, 4 kişiye kadar çadırlı konaklamanın günlüğü 15 TL. Kazdağaları Alan Kılavuzları Derneği’nden detaylı bilgi alabilirsiniz (www.kazdagialanklavuzlari.com). (Serhan Yedig)
Fotoğraf: Faruk Akbaş


7) Baharda rengârenk: Belgrad Ormanı
Herkes zor parkurlarda yürüyüp, koşamaz. İnsaflı parkurlara da gereksinim var. Bunlardan biri de İstanbul’daki Belgrad Ormanı. Ormanın içinden geçen bu parkurda her yaş gurubu yürüyebilir, koşabilir, hatta ıslık çalarak avare avare dolaşabilir. Parkurun uzunluğu 6.200 metre. Yol üstünde sizi yönlendiren uyarılar var. Yol doğal kiremit tozu ve irmiğinden oluşan özel bir karışımla kaplanmış. Onun için belli bir esnekliğe sahip. Bu da kas zedelenmelerini engelliyor. Parkur baharda yemyeşil, sonbaharda ise rengârenk. Ormanda 75 çeşit kuş türü var. Onların ötüşleri yürüyüşçülere eşlik ediyor. Giriş ücreti olarak araba başına 10 lira alındığını unutmayın.(Mehmet Yaşin)
Fotoğraf: Levent Kulu


8) Antik kentlere yürüyüş: Bafa Gölü ve Latmos
Aydın ve Muğla sınırlar içindeki Bafa Gölü, Beşparmak (Latmos) Dağları’nın dibinde yer alıyor. Çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış göl mistik duyguları harekete geçiren olağanüstü bir ıssızlığa ve güzelliğe sahip. Yürürken attığınız her adım sonunda ulaşacağınız bir yapı veya çizim sizi zaman tünelinde gizemli bir yolculuğa götürecek. Gölün etrafındaki Kapıkırı Köyü antik dönemde yörenin merkezi Hereklia kentinin kalıntıları üzerine kurulmuş. Hem göl etrafında hem de çevredeki köylerdeki eski yerleşimlere yürüyüşler yapabilirsiniz. Bağarcık Köyü, Beşparmak Dağları’nın doğu yamacında. Köyün hemen yanında bulunan Çörlen Kalesi’ni gezmeye gittiğinizde ilk kale taşlarının uyumun fark edersiniz. Taşların bazıları sanki birkaç gün önce döşenmiş kadar sağlam duruyor. Kapıkırı köyü sakinlerinin kullandığı antik patika, Myus ve Alinda antik kentleri arasında uzanıyor. Yolun döşeme taşları hâlâ sapasağlam. Latmos Dağı eteklerinde de çok sayıda yürüyüş parkuru var. Bunların içinde en güzeli ve en hafifi Yediler Manastırı’na giden patikadır. Bu bölgede yerel rehberlerin düzenlediği turlara katılmanız daha akılcı olur. Hem bölgeye bir katkınız olur hem de hiç zahmet etmeden bölgede görülmesi gereken yerlere birkaç saatlik yürüyüşler yapabiliriz. Rehber Mehmet Çakır, eşeği ile bölgede hizmet veriyor. Pansiyon ve restoran içinse Güray Çakır’a ulaşabilirsiniz (252 543 5380). (Faruk Akbaş)(Faruk Akbaş)


9) Eşsiz şelalelere sahip: Aladağlar
Aladağlar’ın, insanı kendine çeken ve aşık eden büyülü bir coğrafyası var. Gittikçe daha çok gitmek istiyorsunuz. Derin vadileri, eşsiz zirveleri, dik ve sarp buzul kayalıkları, mağaraları, görkemli kanyonları, yüksek platoları, doğal manzarası, ormanları, şelaleleriyle bir doğa cenneti. Aladağlar’da buzul ve karstik topoğrafyanın etkili olduğu yüksek rakımlı Yedigöller, ayrıca görsel bir güzellik sergiliyor. Kaya pınarları, debisi ve düşüş yüksekliği bakımından Türkiye’nin en büyük ve ilgi çekici takım şelaleleri görenleri hayran bırakıyor. Aladağlar Milli Parkı, Kayseri, Niğde ve Adana illeri dahilinde kalan 54. bin hektarlık bir alanı kapsıyor. Rakım 730’dan başlayarak 3.756 metreye kadar çıkıyor. (Sakine Yıldıran)


10) Kentin yanı başında: Yuvacık Menekşe Yaylası
İstanbul kıyısında günübirlik mesafedeki Menekşe Yaylası, İzmit Yuvacık’a bağlı, Samanlı Dağları’nda yer alan güzel bir yürüyüş rotası. Servetiye Köyü’nün yaylası olan Menekşe’ye yürüyüş Aytepe’den başlıyor. Parkur başlangıcından yarım saat sonra Soğuk Su mevkiine varırsınız. Dere üzerindeki ahşap köprüden geçip patikayı izleyerek yükselir ve vadiye hakim tepede bulursunuz kendinizi. Şahin Tepesi de denilen kayalıklar soluklanmak ve fotoğraf çekmek için ideal bir nokta. Ardından orman içi patika ve araç yolundan tabelaları takip ederek yaklaşık 1.5 saatlik kolay bir yürüyüşün sonunda Papaz Çayırı’na ardından Menekşe Yaylası’na ulaşırsınız. Tipik yayla evleri, baharda açan rengârenk çiçekler ve can şenlendiren dağ çilekleri rotayı daha da keyifli hale getirir. (Faruk Akbaş)


Kaynak : Hürriyet Gazetesi Seyahat Eki (15.03.2015)