TÜRKİYE'NİN EN İYİ 10 YÜRÜYÜŞ
ROTASI
ALANINDA UZMAN İSİMLERDEN OLUŞAN BÜYÜK
JÜRİ SEÇTİ
Serkan OCAK
Doğa tüm güzelliğini baharda gösterir. Ormanlar, dağlar, vadiler birer renk
paletine döner. Her taraf çiçeklerle bezenir. Şimdi doğaki uyanışına tanık
olmanın, bu güzelliğin içinde uzun yürüyüşler yapmanın tam zamanı. Alanında
uzman jürimiz sizin için en iyi 10 yürüyüş rotasını seçti. Çantanızı
hazırlayın, düşün yollara.
Mehmet Yaşin Gezgin gurme/ Ersin Demirel - Yürüyüş rotaları uzmanı, doğa fotoğrafçısı/ Serhan Yedig Gazeteci/ Ayfer Kurulay - Doğa rehberi, Geos Tur kurucusu/ Özcan Yüksek - Magma Dergisi Yayın Yönetmeni / Şerif Yenen - Seyahat yazarı / Yıldırım Güngör - Akademisyen ve doğa fotoğrafçısı/ Faruk Akbaş - Fotoğraf turları rehberi/ Sinan Çakmak - Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni / Sakine Yıldıran - Belgesel fotoğrafçı
1) Mavinin yeşile karıştığı rota: Likya Yolu
Muğla Fethiye ile Antalya Konyaaltı arasında uzanan
509 kilometrelik rota, dünyanın en uzun 10 trekking parkurundan biri.
Türkiye’nin uluslararası işaret sistemiyle belirlenen ilk uzun yürüyüş rotası
Likya Yolu’nun bır kısmı halen kullanılmakta olan eski göç yollarından
oluşuyor. 18 Likya kenti ve yeşille mavinin birbirine karıştığı doğal
güzellikler içinden geçiyor. Take Yarımadası’nı kendilerine yurt edinen
Anadolu’nun en eski halklarından biri olan Likyalılar’ın izini süren yürüyüş
rotası, tarihi mekânların yanı sıra Ölüdeniz, Kabak Koyu, Yediburunlar, Patara,
Kalkan, Kaş, Demre, Finike, Adrasan, Çıralı gibi ülkemizin en önemli turizm
bölgelerine uğruyor. Rotanın en avantajlı özelliği, yılın 11 ayı yürüyüş
olanağı sunması. (Ersin Demirel)
Fotoğraf: Faruk Akbaş
2) Görsel şölen :Kapadokya
Tabiat ananın özenle yarattığı doğa mucizesi
Kapadokya, ülkemizin en çok ziyaret edilen turizm merkezlerinden biri.
Milyonlarca yıl önce Erciyes ve Hasan Dağı volkanlarından fışkıran lav ve
küllerin soğuması sonucu ilginç yeryüzü şekillerinin meydana geldiği Kapadokya
bölgesi, derin tüf vadileri, peri bacaları ve insanlığa mesken olmuş kaya
yerleşimleriyle biliniyor. Sürekli bir devinim ve değişim içerisindeki
coğrafyasının oluşturduğu vadiler, Kapadokya yürüyüş parkurlarının omurgasını
oluşturuyor. Panoramik ayrıntıların tek tek sahneye çıkıp görsel bir şölene
dönüştüğü söz konusu vadiler, günübirlik rotalar sunuyor konuklarına. Nevşehir,
Kayseri ve Aksaray il sınırlarına yayılan Kapadokya bölgesinde Ihlara, Soğanlı,
Güvercin, Aşıklar, Kızılçukur, Gül, Bal, Zemi, Keşişler, Devrent, Avla vb
vadilerde keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz. Bölgede birçok seyahat acentesi,
doğaseverlere nitelikli servis veriyor. (Ersin Demirel)
Fotoğraf: Faruk Akbaş
Fotoğraf: Faruk Akbaş
3) 9 sıcak noktadan biri: Yenice
Ormanları
Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve eski
konaklarıyla ünlü Safranbolu’ya sadece 40 kilometre mesafedeki Yenice
Ormanları, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Avrupa’nın 100,
Türkiye’nin ise dokuz sıcak noktasından biri olarak belirlendi. Yemyeşil
vadilerin, yalçın zirvelerin, suyun ve nemin yarattığı zengin bitki
çeşitliliğinin yansıması olan anıt ağaçlar, bu doğa harikasının en değerli
hazineleri olarak dikkat çekiyor. Yenice Ormanları Doğa Yürüyüş Parkurları’
projesi Ekim 2009’da ayında uygulamaya geçirildi. 210 kilometre boyunca
işaretlenen yol üzerindeki 21 parkur, günübirlik, kısa ve uzun olmak üzere üç
kategoride toplandı. Parkurlar genellikle orman yolları ve patikalardan
oluşuyor. Ayrıca 292 kilometrelik dağ bisikleti rotası mevcut. (Ayfer KURALAY)
Fotoğraf: Ersin Demirel
Fotoğraf: Ersin Demirel
4) Destansı rotalar: Palovit Kaçkarlar
Bunca zaman yaptığım doğa yürüyüşleri arasında
tereddütsüz ilk sıraya koyacağım vadi Palovit’tir. Bu vadi içerisinde yer alan
Amlakit Yaylası’ndan Hazindağ Yaylası’na oradan görkemli Kaçkar manzaralı Pokut
Yaylası’na, Pokut’tan da Konaklar Mahallesi’ne giden bir yol tarif ettiğim...
Ama kayıp bir patika. Henüz tahrip olmamış, eski kervan ve göç patikasının
izlerini hâlâ taşıyan belki de tek yol, o yüzden kayıp, bilinmeyen bir patika
diyorum. Yolun önemli bölümü yatay, küçük çocuklarla birlikte yürünebilir.
Göklere yükselen, uzun, iri masalsı doğal yaşlı ormanıyla Avrupa’da bile örneği
yoktur vadinin. Kaçkarlar’daki bir önemli doğa harikası rota da Verçenik. Araba
yoluyla Başhemşin Yaylası’na ulaşıldığı için, yaz mevsiminde hemen herkes o
görkemli Verçenik Dağı’nı ve gölleri görebilir. Bir kere Başhemşin’e, yani
anneannemin o köyüne ulaştıktan sonra, yaylacıların arasından geçerek yaylanın
çevresinde 10’un üzerinde gölü bir günde gezebilir insan. Yöreden rehber
alarak, yola devam ettiğim, konaklaya konaklaya bu yönde Kaçkarlar’ı bir kaç
kez geçmişliğim de var. Destansı bir rota. Doğaya yönelik bir hac gibi herkes
yapmalı. Bir kaç kere kar ve buz yüzünden yarıda bırakıp sonunda çıktığım
Verçenik de zorlu bir dağ sayılır bilenler için. Bu rotalar genellikle yazlık.
Diğer zamanlar karlıdır. Bu nedenle yaz dışında yürümek için teknik bilgi ve
malzeme gerekir. (Özcan Yüksek)
Fotoğraf: Ersin Demirel
Fotoğraf: Ersin Demirel
5) Bülbülleri dinleyin: Hitit Yolu
Hitit Yolu parkurları, Çorum’daki Hattuşa, Alacahöyük,
Şapinuva gibi binlerce yıllık kentleri birbirine bağlıyor. Görev yaptığı her
şehre yürüyüş parkurları kazandıran eski Çorum Valisi Nurullah Çakır’ın
girişimiyle, 2010’da 23 parkurun haritaları, GPS koordinatları çıkarıldı, çevre
özelliklerini içeren bir kitap yayımlandı. Ersin Demirel’in hazırladığı kitapta
uzunlukları 2 - 18 kilometre arasında değişen 11 günübirlik, uzunlukları 23 -
87 kilometre arasında değişen altı uzun yürüyüş, uzunlukları 32 - 103 kilometre
arasında değişen altı bisiklet parkuru yer alıyor. “Hitit Yolu Yürüyüş Parkurları”
kitabını internetten ücretsiz indirebilirsiniz (www.hitityolu.com). Ben bu
parkurlardan, baharda bülbül şakımalarını dinleyebileceğiniz dokuz kilometrelik
Karakaya - Alacahöyük etabını ve Köroğlu Dağları’nı seyredeceğiniz 11
kilometrelik İskilip Elmalı Vadisi etabını tavsiye ederim. (Serhan Yedig)
Fotoğraf: Ersin Demirel
Fotoğraf: Ersin Demirel
6) Uçsuz bucaksız güzellik: Kazdağları
Mitolojik efsaneleri kadar, derin kanyonları, uçsuz
bucaksız çam ormanları, rengârenk giysili tahtacı Türkmenler’in yaşadığı
köyleriyle de sıra dışı bir tabiat alanı Kazdağları Milli Parkı. Balıkesir’in
Edremit ilçesinde. 21 bin hektarlık alanda 77’si sadece Türkiye’de 29’u dünyada
sadece bu alanda yetişen bitki bulunuyor. Ciple geçilebilen dağyolu, Sarıkız’ın
zirvesine kadar uzanıyor. Milli park sınırlarında belirli başlı iki parkur
olmakla birlikte, işaretlenmemiş alanlardan tercihe göre yeni parkurlar çıkarmak
mümkün. Sahaya, Milli Parklar’ın sertifikalandırdığı alan kılavuzları olmadan
yürüyüşçü alınmıyor. Kılavuzların günlüğü 80 TL. Parkın yaya giriş ücreti 4 TL,
4 kişiye kadar çadırlı konaklamanın günlüğü 15 TL. Kazdağaları Alan Kılavuzları
Derneği’nden detaylı bilgi alabilirsiniz (www.kazdagialanklavuzlari.com).
(Serhan Yedig)
Fotoğraf: Faruk Akbaş
Fotoğraf: Faruk Akbaş
7) Baharda rengârenk: Belgrad Ormanı
Herkes zor parkurlarda yürüyüp, koşamaz. İnsaflı
parkurlara da gereksinim var. Bunlardan biri de İstanbul’daki Belgrad Ormanı.
Ormanın içinden geçen bu parkurda her yaş gurubu yürüyebilir, koşabilir, hatta
ıslık çalarak avare avare dolaşabilir. Parkurun uzunluğu 6.200 metre. Yol
üstünde sizi yönlendiren uyarılar var. Yol doğal kiremit tozu ve irmiğinden
oluşan özel bir karışımla kaplanmış. Onun için belli bir esnekliğe sahip. Bu da
kas zedelenmelerini engelliyor. Parkur baharda yemyeşil, sonbaharda ise
rengârenk. Ormanda 75 çeşit kuş türü var. Onların ötüşleri yürüyüşçülere eşlik
ediyor. Giriş ücreti olarak araba başına 10 lira alındığını unutmayın.(Mehmet
Yaşin)
Fotoğraf: Levent Kulu
Fotoğraf: Levent Kulu
8) Antik kentlere yürüyüş: Bafa Gölü ve
Latmos
Aydın ve Muğla sınırlar içindeki Bafa Gölü, Beşparmak
(Latmos) Dağları’nın dibinde yer alıyor. Çeşitli uygarlıklara ev sahipliği
yapmış göl mistik duyguları harekete geçiren olağanüstü bir ıssızlığa ve
güzelliğe sahip. Yürürken attığınız her adım sonunda ulaşacağınız bir yapı veya
çizim sizi zaman tünelinde gizemli bir yolculuğa götürecek. Gölün etrafındaki
Kapıkırı Köyü antik dönemde yörenin merkezi Hereklia kentinin kalıntıları
üzerine kurulmuş. Hem göl etrafında hem de çevredeki köylerdeki eski
yerleşimlere yürüyüşler yapabilirsiniz. Bağarcık Köyü, Beşparmak Dağları’nın
doğu yamacında. Köyün hemen yanında bulunan Çörlen Kalesi’ni gezmeye
gittiğinizde ilk kale taşlarının uyumun fark edersiniz. Taşların bazıları sanki
birkaç gün önce döşenmiş kadar sağlam duruyor. Kapıkırı köyü sakinlerinin
kullandığı antik patika, Myus ve Alinda antik kentleri arasında uzanıyor. Yolun
döşeme taşları hâlâ sapasağlam. Latmos Dağı eteklerinde de çok sayıda yürüyüş
parkuru var. Bunların içinde en güzeli ve en hafifi Yediler Manastırı’na giden
patikadır. Bu bölgede yerel rehberlerin düzenlediği turlara katılmanız daha akılcı
olur. Hem bölgeye bir katkınız olur hem de hiç zahmet etmeden bölgede görülmesi
gereken yerlere birkaç saatlik yürüyüşler yapabiliriz. Rehber Mehmet Çakır,
eşeği ile bölgede hizmet veriyor. Pansiyon ve restoran içinse Güray Çakır’a
ulaşabilirsiniz (252 543 5380). (Faruk Akbaş)(Faruk Akbaş)
9) Eşsiz şelalelere sahip: Aladağlar
Aladağlar’ın, insanı kendine çeken ve aşık eden büyülü
bir coğrafyası var. Gittikçe daha çok gitmek istiyorsunuz. Derin vadileri,
eşsiz zirveleri, dik ve sarp buzul kayalıkları, mağaraları, görkemli
kanyonları, yüksek platoları, doğal manzarası, ormanları, şelaleleriyle bir
doğa cenneti. Aladağlar’da buzul ve karstik topoğrafyanın etkili olduğu yüksek
rakımlı Yedigöller, ayrıca görsel bir güzellik sergiliyor. Kaya pınarları,
debisi ve düşüş yüksekliği bakımından Türkiye’nin en büyük ve ilgi çekici takım
şelaleleri görenleri hayran bırakıyor. Aladağlar Milli Parkı, Kayseri, Niğde ve
Adana illeri dahilinde kalan 54. bin hektarlık bir alanı kapsıyor. Rakım 730’dan
başlayarak 3.756 metreye kadar çıkıyor. (Sakine Yıldıran)
10) Kentin yanı başında: Yuvacık Menekşe
Yaylası
İstanbul kıyısında günübirlik mesafedeki Menekşe
Yaylası, İzmit Yuvacık’a bağlı, Samanlı Dağları’nda yer alan güzel bir yürüyüş
rotası. Servetiye Köyü’nün yaylası olan Menekşe’ye yürüyüş Aytepe’den başlıyor.
Parkur başlangıcından yarım saat sonra Soğuk Su mevkiine varırsınız. Dere
üzerindeki ahşap köprüden geçip patikayı izleyerek yükselir ve vadiye hakim
tepede bulursunuz kendinizi. Şahin Tepesi de denilen kayalıklar soluklanmak ve
fotoğraf çekmek için ideal bir nokta. Ardından orman içi patika ve araç
yolundan tabelaları takip ederek yaklaşık 1.5 saatlik kolay bir yürüyüşün
sonunda Papaz Çayırı’na ardından Menekşe Yaylası’na ulaşırsınız. Tipik yayla
evleri, baharda açan rengârenk çiçekler ve can şenlendiren dağ çilekleri rotayı
daha da keyifli hale getirir. (Faruk Akbaş)
Kaynak : Hürriyet Gazetesi Seyahat Eki (15.03.2015)